Genel

Otizmli bireylerin öğrenme ve oynama şekli

‘Hepiniz otizmli çocukların davranışlarının tuhaf olduğunu düşünüyorsunuz. Çocuklarınız, tekrara dayalı hareketlerle nesneleri dizip düzenler. Toprağı yığar, küçük ‘iksirler’ yaparlar. Kendi dünyalarında hayvanlara bakıp bilgi toplarlar. Nesnelerle oynayıp yüzlerine sürerler. … koklar ve yalarlar. Bunları yaparken bir şeyler öğrenirler. İnsanların her zaman yaptığı gibi onlar da öğreniyorlar.

Otizmli bireyler, mevcut eğitim sisteminde bu yüzden güçlük çekiyor. Çünkü açık konuşmak gerekirse bu tür öğrenme biçimine izin verilmiyor. Oyun molaları ve sanat aktiviteleri dışında bütün bir nöro-tip ya da tür, patolojik bir vaka olarak varsayılıyor. Çünkü biz farklı davranıyoruz ve farklı şekilde öğreniyoruz. Davranışlarımız çok talihsiz yanlış anlaşılmalara yol açtı.

Otizmde iletişimin bütünüyle göz ardı edildiğini görüyorum. Çünkü bununla ilgili eğitim verilmiyor. Otizmli bireylerin etkileşime girmeye,  keşfetmeye, öğrenmeye ve yaşamda bu şekilde yön bulmaya ihtiyacı var ama buna müsaade edilmiyor. Çoğu zaman şu tepkileri alıyoruz: Hayır, bunu yapma! Buraya bak! Bana bak! Oraya bakma! O ilginç şeye bakma! Aslında yaptığı, ışığın nasıl kırıldığına bakmak bu dikkat anında siz etrafa olan ilginizi kaybedersiniz. Yani bu çocuklar kendi dünyalarına dalıp etrafa ilgilerini yitirdiklerinde, aslında sakinleşmeye çalışıyorlar. Duyu sistemlerini düzene sokuyorlar. Bu, patolojik bir durum olarak yansıtılmaktadır.

Ebeveynler, eğitim almadıklarında takıntılı tavırlar geliştirmektedir. Temel eğitimi almadıkları için. “Hey! Çocuğunuz duyusal bir mola aldı”. Sizinle göz teması kurmalarını talep etmeyi keserseniz. (Sizi duyabilirler!) Ve onların ilgilendikleri şeyi takip edebilir misiniz? Yapmanız gereken budur. Gözlemlediğim kadarıyla otizmli çocukları olmayan ebeveynler, davranışçı yaklaşıma doğru bir ideolojik değişimi benimsiyor. Şuan, pek çok ebeveynin anlattıklarına bakılırsa. Ne yazık ki toplumsal değişim düşüncesi büyük bir olumsuzlukla karşılanıyor. “Toplum bizim için değişmeyecek” “Bu yüzden çocuğumun hasmane bir dünya karşısında daha metanetli olmasını sağlamalıyım.” Otizmli arkadaşlar, bu yazıyı okuyorsanız sözüm size: Arızalı kişiler değilsiniz. Siz bir hastalık değilsiniz. Düzen dışı kişiler değilsiniz. Düzen dışı davranışlarınız, Otistik düşünceye göre son derece düzenli. Sadece bunu görmeniz gerek. Otizmli beyinler, Özellikle DEHB (Dikkat eksikliiği ve hiperaktivite bozukluğu) tipi Otistik beyinler. Biz, uyarıcılara maruz kalmak için doğmuş bireyleriz. Öğrenmek, heyecanlanmak ve düşünmek için doğmuşuz. Duyularımız vasıtasıyla bu ortam tarafından uyarılarak, bir dizi düşünceyi açığa çıkarmak için doğduk.

Size sorum şu: Tüm bunlar nerede gerçekleşiyor? Otizmli bireyleri suçlamak yerine bir adım geri atmaya bu ortama bakmaya ve bu suçun bir kısmını üzerinize almaya ne dersiniz? Bu esaslı bir ayrıcalık. Bu çok üzücü. Suç pastasından kendine ayırdığın payı görüyor musun? Bunun bir dilimini at. Yani toplum, tüm suçu Otizmlilere atmak yerine bunun bir kısmını üzerine alabilir. Tüm toplumu endişeli, anksiyeteli, depresif enkazlara dönüşen pazartesi’den cuma’ya, 9’dan 5’e kadar çalışma kuralını düşünün. Doğadan uzak, beton ormanlarda yaşıyoruz. Bu çok üzücü. Bitirmem gerekiyor. Galiba anlatmak istediğim her şeyi anlattım, değil mi? Mesajı almışlardır değil mi? Oh, onlara ne yapmaları gerektiğini söylemeliyim! Pekâlâ, bu kadar. Ne yapabilirsiniz?  Şimdi gidin ve otizmli çocuğunuza, arkadaşınıza, sevgilinize bakın. Ve eğer siz otizmliyseniz, kendinize farklı bir gözle bakın. Telaşlı hareketler sergilediğiniz, mırıldandığınız bir dahaki sefer. Bir dahaki sefer çırılçıplak etrafta koşuşturduklarında, sıra dışı, güzel ve son derece otantik nitelikte otistik bir durum meydana geldiğinde, bunu bastırmayın. Olayın bağlamına, size ne iletmeye çalıştıklarına bakın. Bu sıkıntıya neyin sebep olduğuna bakın. Yanlış anlaşılmaya neyin sebep olduğuna bakın. Travmalarını, onları neyin bunalttığını hatırlayın. Sosyalleşmenin onların en güçlü yönü olmadığını hatırlayın. Ve esasen sosyalleşmek, bayıldıkları bir şey de değil. Size uzaydan, otizmden ya da yurttaşlık haklarından söz etmek istiyorlar. Farklı bir nöro-tip ile takılıyorsunuz. Ve size bir şey söyleyeyim mi arkadaşlar? Bu esaslı bir ayrıcalık.’

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir